YİRMİDÖRT SAAT: Bazen bir saliseden daha kısa bazen bin asırdan da uzun. Sürükleyici, heyecanlı ve erdem yüklü, ilginç bir iç yolculuk öyküsü.
Roman türünün iki yüz yıllık geçmişine kıyasla öykünün tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Öykü formundaki yazılı eserler, edebi türdeki öykünün doğum tarihin belirlemiş olsa da bu durum, öykü tarihinin insanlığın başlangıcına kadar uzandığı gerçeğini değiştirmez. Yaşanmışlıkların yazıda hayat bulmuş şekli olan öykü, insanoğlunun yaşayış biçimleri, düşünce tarzı, gelişim evreleri, değerleri, inançları, kültürleri, örf ve adetlerini satır aralarında barındırdığı gibi tüm bu konularda kendi dönemin ipuçlarını verir. Bu yönüyle bir bakıma tarihden bir kesit, ulaşılmak istenen ideallere tutulan bir ışık, insanın kendi benliğini arayışında takip edilmesi gereken bir yol bir rehber olarak karşımıza çıkar.
Öykü, yaşanan ya da yaşanması muhtemel olayların sıradan, gelişigüzel, basit bir dille anlatılmadığı, tüm bunların sanatsal bir örgü ve edebi bir dille okura sunulduğu muhteşem bir kaptır. Yazarımız Ali ÜNLÜ “Yirmidört Saat” adlı eserinin giriş bölümüne; “Yazmaya başlamadan önce uzun uzun düşündüm kalemimi nasıl ve hangi yöne hareket ettireyim diye. Öykü mü, roman mı, deneme mi, eleştiri mi yoksa masal mı? Öyle ya, bir yemek hazırlayıp sunacaksan güzel bir kapta sun ki yiyecek olanın iştahını açsın. Düşündüm, düşündüm. Mutfağıma baktım, raflarımda doğru dürüst bir kap yok. Mutfağımın suçu değil bu, benim eksikliğim. Eee, bu devirde hangi evin eksiği yok ki? Sonra “Madem doğru dürüst bir kabın yok, düşüncelerini kalıplara sokmaya çalışma. Anlatmak istediklerini içinden geldiği gibi yaz.” dedi içimdeki ses.” şeklinde başlamış olsa da eserinin tümünde sanatsal ve edebi dili özenle kullanmış, merak unsurunu alabildiğine canlı tutarak anlatacaklarını güzel bir kapta sunmayı başarabilmiştir.
Özellikle gençliğe ilk adımını atmış 12, 13, 14, 15 yaş çocuklarımız ile gençliğinin tüm güzelliklerini doya doya yaşamakta olan okuyucularımız için Yirmidört Saat adlı kitabımızı özellikle tavsiye ediyoruz. Çünkü Yirmidört Saat adlı kitabımızda; Mesut ile Salih öğretmenin ayak izlerini takip ederek, zorluklara karşı mücadele azmini, öğrenmenin ilginç sırlarını, yaşama sevincini, her şeye rağmen mutlu olabilmeyi, kendi kapasitenizi ve yeteneklerinizi tanımayı, dahası 24 saatte nelerin değişebileceğini öğrenebileceğinizi düşünüyoruz.
MES Kitapevi olarak YİRMİDÖRT SAAT adlı eserimizin tüm okurlarımıza faydalı olması dileklerimizi iletirken, tüm okurlarımıza iyi okumalar diliyoruz.